Читать книгу Dünyaya Dönüş - Danilo Clementoni - Страница 7

Dünya Gezegeni – Tell el-Mukayyar – Iraq

Оглавление

Elisa Hunter, yeniden alnından akan terleri silmeye çalıştı. Burnundan altındaki kuma yavaşça damlamaya kararlı görünüyorlardı. Saatlerdir, dizlerine çökmüş bir vaziyette, ayrılmaz parçası Marshalltown Trowel3 yardımıyla toprağı yumuşak bir şekilde kazıyarak mezar taşı gibi bir şeyin en üst kısmını ortaya çıkarmaya çalışıyordu. Gerçi, bu teoriye en baştan beri ikna olmamıştı. Yaklaşık iki aydır Ziqqurat yakınlarında Ur4 için çalışıyordu. Arkeolog olarak özellikle Sümer dilindeki bilgi uzmanlığı sayesinde, orada çalışmasına izin verilmişti. XX yüzyılın başlarındaki ilk kazılarından beri, pek çok mezar ortaya çıkarılmıştı fakat hiç birisinin bundakine benzer bir artifaktı yoktu. Kare biçimi ve büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda, bir lahitten çok bir tür konteyner kapağı gibi duruyordu. Belki de binlerce yıl evvel bir şeyleri saklamak veya korumak için saklanmış bir objeydi.

Ne yazık ki, şimdiye dek tepe parçasından çok az kısmı ortaya çıktığından dolayı, konteynerin boyunu hesap edebilme şansı yoktu. Kapağın görünen yüzünün tamamını kapsayan çivi yazısı kazıntıları, daha önce gördüğü hiçbir şeye benzemiyordu.

Onların çevirisini yapmak günlerini ve bir o kadar da gecelerini alacaktı.

“Doktor Hunter.”

Elisa başını kaldırdı. Gözlerini güneşten korumak için sağ elini gözlerinin üzerine koydu, asistanı Hişam’ın kendisine doğdu hızlı hızlı geldiğini gördü. “Profesör,” diye tekrarladı, “Üsten çağırıyorlar. Acil gibi.”

“OK. Teşekkürler, Hişam.”

Bu zorunlu molayı avantaja çevirip, neredeyse kaynamak üzere olan ve sürekli kemerinde taşıdığı suyundan bir yudum aldı.

Üsten bir çağrı ha…Bunun tek anlamı bir sorun olduğuydu.

Ayağa kalktı, pantalonundaki toz bulutlarını silkeledi ve araştırma üssü olarak hizmet veren çadıra doğru yürümeye başladı.

Yarı açık fermuarı açarak çadırdan içeri girdi. Gözlerinin içerideki ışığa alışması bir kaç dakika aldı fakat bu onun Albay Jack Hudson’u fark etmesini engellemedi. O sert bir şekilde boşluğa gözünü dikmiş, onun gelişini bekliyordu.

Albay resmi olarak Nasıriye’de kurulu olan anti terörist mücadele timinden sorumluydu fakat gerçek görevi gizli ELSAD3 departmanı tarafından yürütülen ve takip edilen bilimsel bir araştırmayı koordine etmekti. Bu departman, doğal olarak tüm kendi türlerinde olduğu gibi bir gizem barındırıyordu. Bu organizasyonun amacını ve hedeflerini bilen birkaç kişi vardı sadece. Kesin olan ise; operasyonel kumandanın doğrudan ABD Başkanına rapor sunduğuydu.

Elisa’nın bunları pek önemsediği yoktu. Onun bu geziye katılma teklifini kabul etmesinin gerçek sebebi, dünyada en sevdiği yere, o çok sevdiği işine, geri dönebilecekti. Nispeten genç yaşına rağmen (otuz iki), alanına en iyilerden birisiydi.

“İyi akşamlar, Albay,” dedi en sevimli gülümsemesini takınarak. “Bu şerefi neye borçluyum?”

“Doktor Hunter, yapmacıklığa hiç gerek yok. Neden çağırdığımı çok iyi biliyorsun. İşini bitirmek için izin verilen süre iki gün önce bitti. Artık burada kalamazsın.”

23 Mart 2003’den beri, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin Diktatör Saddam Hüseyin’i Irak’ta İslami terörizmi desteklediği ve (daha sonra mesnetsiz olduğu ispat edilen) kitle imha silahları bulundurduğu bahanesiyle devirmek için işgal etmeye karar verdiklerinde, zaten sorunlu olan tüm arkeolojik araştırmalar bundan kötü etkilenmişlerdi. Sadece 15 Nisan 2003’de sona eren düşmanlıklar, arkeologlarda, dünyanın en eski medeniyetler tarihinin doğduğu ve daha sonra kültürlerini dünyanın her yerine dağıttığı topraklarda bu sitlere erişme umudu doğurmuştu. 2011’de Irak otoritelerinin “kültürel tarihlerini devam ettirmek” için tarihi yerlerdeki paha biçilmez sitlerdeki kazıları yeniden açma kararı verince, umutlar kesinliğe dönüştü. Birleşmiş Milletler gözetiminde, pek çok otorite tarafından imzalanmış ve sayısız otoriteler tarafından onaylanmmış ve uygun komisiyon personeli tarafından mülakata alınıp seçilmiş çok sayıda araştırma grupları Irak topraklarındaki arkeolojik öneme sahip en belli başlı yerlerde sınırlı çalışma yapabileceklerdi.

“Değerli Albayım,” diye başladı web kamerasına iyice yaklaşarak, böylece zümrüt yeşili gözleri umduğu sonucu doğuracaktı. “Kesinlikle haklısınız.”

Misafirine biraz yüz vermenin, onda olumlu bir etki bırakacağını biliyordu.

“Ama şimdi çok yakınız.”

“Neye yakın?” diye gürledi albay, yerine oturup yumruğunu masaya vurarak. Haftalardır aynı şeyleri tekrar edip duruyorsun. Daha sağlam bir şeylerle gelmezsen, seni artık burada tutamam.”

Eğer bugün benimle yemek yeme şerefini verirseniz, size bir şeyler göstermekten ve size tekrar düşünmeye ikna etmekten mutlu olacağım. Ne dersiniz?"

Güzel bir gülümseme beyaz dişlerini ortaya çıkardı ve elini uzun sarı saçlarına geçirdi. Bunun onu etkileyeceğinden emindi.

Albay geriye doğru gerildi, ciddi ve kızgın görünüşünü korumaya çalışarak fakat kendisi bile bu teklife karşı koyamayacağını bile bile. Elisa’dan her zaman hoşlanmıştı ve ikisinin yemek fikri de onu tahrik etmişti.

Kırk sekiz yaşına ragmen halen çekici bir adamdı. Atletik vücudu, ince yapısı, kırlaşmaya başlayan saçları, koyu mavi gözlerindeki kararlı ve keskin bakışlarıyla onun pek çok konu üzerinde fikir yürütebilecek engin bilgileri ve üniformalı bir subayın karşı konulmaz cazibesiyle halen çok ilginç bir adamdı.

“Pekala,” diye homurdandı albay. “Fakat bu akşam bana son derece sansasyonel bir şeylerle gelmen lazım, yoksa tüm ıvır zıvırlarını topla ve valizlerini hazırla.” Yapabildiği en otoriter tonu kullanmaya çalışıyordu, fakat pek de başardığı söylenemezdi.

“Saat sekiz gibi hazır ol. Otelinden alacak aracı göndereceğim.” Hoşça kal demeden görüşmeyi sonlandırdı.

Kahretsin, acele etmeliyim. Hava kararmasına sadece birkaç saat kaldı.

“Hişam,” diye seslendi çadırı eliyle ayırarak. “Tüm takımı topla. Alabileceğim kadar ihtiyacım var.”

Kazı bölgesinden birkaç metre ötesine koşar adımlarla uzaklaştı, arkasında toz bulutları kümesi bırakarak. Birkaç dakika içinde herkes etrafında talimatlar için toplanmıştı.

“Sen, lütfen şu kumu buradan kaldır,” dedi uzaktaki taşı işaret ederek. “Ve sen de ona yardım et. Dikkat etmenizi tavsiye ederim. Eğer düşündüğüm gibiyse, bu şey kıçımızı koruyacak bir ihtimal.”

Dünyaya Dönüş

Подняться наверх