Читать книгу Белый Тюльпан. Самые пронзительные турецкие рассказы ХХ века. Уровень 1 - - Страница 3
Yüksek Ökçeler
ОглавлениеHatice Hanım varlıklı bir hanımdı. Merakı, temizlik ile namusluluktu. Göztepe’deki köşkünü hizmetçisi Eleni ve evlatlığı Gülter ile her sabah beraber temizlerdi. Aşçısı Mehmet’i her gün tıraş ettirirdi. Zavallı oğlanı beyaz elbiseler giymeye mecbur ederdi[1]. Eleni de, Gülter de, son derece namusluydular. Evde kir, toz kalmazdı, paralar meydanda dururdu. Hatice Hanım köşkten hiçbir yere çıkmazdı. Bütün gün odaları dolaşır, mutfağa inerdi.
Hatice Hanımın temizlik ve namus merakından başka bir de yüksek ökçeli ayakkabı merakı vardı. Boyu kısaydı ve evin içinde bile yüksek topuklu ayakkabı giyerdi.
Bu yüksek topuklarla merdivenlerden takır takır[2] bir aşağı, bir yukarı koşardı. Nihayet başı dönmeye başladı[3], doktoru çağırdı. Doktor:
– Bütün rahatsızlığınıza sebep bu topuklardır hanımefendi, dedi, onları çıkarın. Rahat, yünden, yumuşak bir terlik giyin. Hiçbir şeyiniz kalmaz.
Hatice Hanım terlik aldı. Hakikaten rahattı. İki gün içinde başı iyileşti. Vücudu rahat oldu ama ruhu derin bir azap duydu. Dokuz yıllık adamlarının iki gün içinde ahlakları bozulmuştu. Gördü ki Eleni kendi diş fırçasıyla ağzını yıkadı, Mehmet etsiz gününde bol et yedi.
– Ne oldu bunlara Ya Rabbim? Bunlara ne oldu böyle? diyordu.
Ertesi gün biraz geç kalktı. Aşağıya indi, Gülter’le Eleni meydanda yoktu. Mutfağa gitti. Aşçı Mehmet ocağın yanında banka oturmuş, dizlerine Eleni’yi oturtmuş. Hatice Hanım bu rezaleti görmemek için hemen gözlerini kapattı. Fakat kulaklarının kapağı yoktu; seslerini duydu.
Mehmet Eleni’ye:
– Gece niçin gelmiyorsun? Sana helva yaptım, dedi.
Eleni:
– Yakalanacağız! Sonra hanım bizi kovacak, diye cevap verdi.
Kapalı gözlü Hatice Hanım merakla dinledi. Mehmet:
– Ah o terlikler! dedi, her işimizi bozdu. Hanım ne zaman yaklaşıyor, hiç anlayamıyoruz! Eskiden ne iyiydi! Yüksek topukların takırtısından evin en üst katında hanımı duyardık.
Hatice Hanım dayanamadı. Gözlerini açtı:
– Sizi hırsız namussuzlar! Defolun şimdi evimden! diye bağırdı.
Bu dokuz yıllık sadık hizmetçilerini hemen kapı dışarı etti.
Aşçı, işçi… hepsi hırsız, namussuz çıkıyorlardı. Tam iki yıl düzgün bir adamla karşılaşamadı. Baktı olmayacak! Yine yüksek topuklu ayakkabı giydi. Hizmetçilerinin hırsızlıklarını, namussuzluklarını bir daha göremedi. Bir zaman sonra yine başı dönmeye başladı. Fakat tekrar terlik giymeyi düşünmüyordu[4],
– Hiç olmazsa şimdi yüreğim rahat ya… diyordu.
(‘‘Zaman’’ gazetesi, 1919)
УПРАЖНЕНИЯ
1. Заполните пропуски нужным словом.
a. Eleni de, Gülter de, son derece ______________ydular.
b. Hatice Hanım evin içinde bile ________________ ayakkabı giyerdi.
c. Mehmet etsiz gününde ____________________ yedi.
d. Mehmet Eleni’ye, ‘‘Sana ____________________ yaptım’’, dedi.
e. Hatice Hanım tekrar ____________________ giymeyi düşünmüyordu.
2. Составьте фразы, расставив слова в верном порядке.
a. beyaz elbiseler / Hatice Hanım / mecbur ederdi / aşçısını / giymeye
b. çıkmazdı / köşkten / Hatice Hanım / hiçbir yere
c. Hatice Hanımın / vardı / merakı / yüksek ökçeli ayakkabı
d. rahatsızlığınızın / Bu topuklar / sebebi / sizin
e. Hatice Hanımın / bozuldu / dokuz yıldır / adamların / tanıdığı / ahlakları iki gün içinde
3. Составьте словосочетания, соединив существительное с глаголом.
a. köşk – 1. açmak
b. para – 2. temizlemek
c. aşçıyı – 3. dinlemek
d. gözleri – 4. tıraş ettirmek
e. merakla – 5. meydanda durmak
4. Ответьте на вопросы.
a. Hatice Hanımın köşkü nerede bulunurdu?
b. Hatice Hanıma göre aşçısı Mehmet ne zaman tıraş olmalıydı?
c. Hatice Hanım temizlik sever miydi?
d. Ahmet ile Eleni neden Hatice Hanımı duymadılar?
e. Doktor Hatice Hanıma ne dedi?
5. Определите, верны (doğru) фразы, или нет (yanlış).
a. Hatice Hanım yüksek topuklu ayakkabı sevmezdi.
b. Doktor Hatice Hanıma, ‘‘Terlik giy’’, dedi.
c. Hatice Hanım her gün et yerdi.
d. Aşçısı Mehmet beyaz elbiseler giymeyi severdi.
e. Mehmet Eleni’ye helva yaptı.
ОТВЕТЫ
1. a. Eleni de, Gülter de, son derece namusluydular.
b. Hatice Hanım evin içinde bile yüksek topuklu ayakkabı giyerdi.
c. Mehmet etsiz gününde bol sosis yedi.
d. Ahmet Eleni’ye, ‘‘Sana helva yaptım’’, dedi.
e. Hatice Hanım tekrar terlik giymeyi düşünmüyordu.
2. a. Hatice Hanım aşçısını beyaz elbiseler giymeye mecbur ederdi.
b. Hatice Hanım köşkten hiçbir yere çıkmazdı.
c. Hatice Hanımın yüksek ökçeli ayakkabı merakı vardı.
d. Bu topuklar, sizin rahatsızlığınızın sebebi.
e. Hatice Hanımın dokuz yıldır tanıdığı adamların ahlakları iki gün içinde bozuldu.
3. a. 2. köşk temizlemek – чистить загородный дом;
b. 5. para meydanda durmak – лежать на открытом пространстве (о деньгах);
с. 4. aşçıyı tıraş ettirmek – заставлять бриться повара;
d. 1. gözleri açmak – открыть глаза;
e. 3. merakla dinlemek – слушать с интересом.
4. a. Hatice Hanımın köşkü Göztepe’de bulunurdu.
b. Hatice Hanıma göre aşçısı Mehmet her gün tıraş olmalıydı.
c. Evet, Hatice Hanım temizlik severdi.
d. Mehmet ile Eleni Hatice Hanımı duymadılar çünkü o terlik giyerdi.
e. Doktor Hatice Hanıma, ‘‘Terlik giyin, hiçbir şeyiniz kalmaz’’, dedi.
5. a. yanlış, çünkü Hatice Hanım yüksek topuklu ayakkabı severdi;
b. doğru;
c. yanlış, çünkü ara sıra Hatice Hanım etsiz günler yapardı.
d. yanlış, çünkü Hatice Hanım aşçısı Mehmet’i beyaz elbiseler giymeye mecbur ederdi.
e. doğru.
1
«-maya/-meye mecbur etmek» – вынуждать, заставлять что-то делать. Здесь: «Бедного парня вынуждала носить белую одежду».
2
«Takır takır» – подражание звуку «так-так», «тук-тук».
3
«-maya/-meye başlamak» – начинать что-то делать. Здесь: «В конце концов, у нее начала кружиться голова».
4
«-mayı/-meyi düşünmek» – думать что-то сделать. Здесь: «Однако тапочки опять надевать не думала».