Читать книгу Mozart - - Страница 6
ОглавлениеGenişletilmiş üçüncü baskıya önsöz
Bu kitabın ilk baskısını 2006 Ocak ayında yayımlamış ve önsözüne şu cümlelerle başlamıştım:
Müzik tarihinin en çok ilgilendiği bestecilerin başında gelir Mozart. Buna rağmen, özellikle ülkemizde, yaşamı hakkında bildiklerimiz, Tanrı vergisi yeteneği ve “harika çocuk” olarak kazandığı ünle sınırlıdır. Türkçeye çevrilmiş bir yaşamöyküsünü saymazsak, Mozart üzerine yazılmış kitaplar konusunda dünyanın ne denli gerisinde olduğumuz açıkça ortaya çıkar. Bu kitap, bestecinin 250. doğum yılında, dilimize yeni bir başvuru kaynağı kazandırmak amacıyla kaleme alınmış son derece alçakgönüllü bir çalışmadır. Günümüze dek dünyada kabul gören temel Mozart yaşamöykülerinden yola çıkarak, zaman zaman onların farklı bakış açılarına dikkat çekerek, besteciyi elden geldiğince içinde yaşadığı toplumun bir bireyi olarak ele almaya çalışmıştır. Müziğe ilgi duyan ya da bu üstün yetenekli bestecinin yaşamöyküsünü merak eden geniş bir kitleye seslenmek amacıyla yazılmıştır.
Aradan geçen altı yıl boyunca, ne yazık ki dilimizde Mozart üzerine yazılanlar, çeviriler de dahil, neredeyse hiç artmadı. Bu nedenle Can Yayınları bu çalışmayı yeniden basmayı kabul ettiğinde, elimden geldiğince önceki baskılardan daha doyurucu bir hale getirmeye gayret ettim. Öncelikle, kitapta kullandığım Mozart ailesinin kaleminden çıkmış mektupların tümünü, 2006’da genişletilmiş baskıyla yayımlanan Mozart Briefe und Aufzeichnungen başlıklı sekiz ciltlik çalışmadan aldım. Böylece önceki baskılarda yer alan mektupları, bir kez daha orijinalleriyle karşılaştırma ve çevirileri kontrol etme şansım oldu. Bunun yanında Mozart’ın yaşamının son yıllarında dostu Michael Puchberg’e yazdığı mektupların önemli bir bölümü, Leopold Mozart’ın 21 Eylül 1768’de İmparator II. Joseph’e gönderdiği “Şikâyet Mektubu” da, ilk kez bu baskı için dilimize çevrildi. Kısacası mektuplar ve belgeler söz konusu olduğunda, elinizdeki kitap önceki baskılardan çok daha doyurucu bir şekle büründü.
Mektupların bir kısmının çevirisini yapan Yeşim Tükel Kılıç ve Asuman Karakaya’ya, çeşitli konularda bana yardım eden arkadaşlarım Eren Cendey ve Alp Altıner’e, bu çalışmanın yeniden okuyucuyla buluşmasına olanak sağlayan Zeynep Çağlıyor’a, ayrıca her zaman olduğu gibi bu kez de en büyük desteği gördüğüm sevgili eşim Asu’ya sonsuz teşekkürler…
İstanbul, Eylül 2012