Читать книгу Ah Şu Biz Türkler! - Savas Bozbel - Страница 9
Mahkeme tutanaklarından..
ОглавлениеHâkim: -Müvekkiliniz neden boşanmak istiyor avukat hanım?
-Karsı taraf ile aralarında düşünce farklılıklarından kaynaklanan şiddetli geçimsizlik bulunuyor sayın hakim
Hakim: -Tabi, biri Aristo diğeri Descartes çünkü.
***
Yıl 2005 İstanbul 4. ağır ceza mahkemesinde sahte rakı imal etmek suçundan açılan davada sanıkların sorgusu yapılıyor.
Sanık: - Lokantalardan filan topladığımız şişelere yaptığımız rakıları doldurduk.
Mahkeme Başkanı: - Alınan parmak izi örneklerinde hem sizin hem de sabıkalı başka kişilerin parmak izi var.
Sanık: -Doğrudur.
Mahkeme Başkanı: - Bu ne pislik, bari şişeleri yıkayıp doldursaydınız.
***
Dava: uyuşturucu kaçakçılığı
Sanık: Takriben 65 yaşında bir amca.
Yer: Ağır ceza mahkemesi
Olay: Amcanın ahırı ağzına kadar marihuana dolu olarak bulunmuştur.
Hakim: - Amca anlat bakalım ne oldu?
Sanık: - İçiciyim ben reisim.
Hakim: - Nasıl yani? Bir ahır dolusu esrarı mı içecektin?
Sanık: - Yazları yetiştirir ve biriktiririm. Kışları da içerim hakim bey.
Hakim: - (kahkahalar) kapatırım seni ahıra, kapına da iki jandarma koyarım, yaza kadar o otu bitiremezsen sonra görüşürüz.
***
Dava: Tarihi eser kaçakçılığı
Yer: Ağır ceza mahkemesi
Olay: Arabanın bagajında Roma dönemi büstler yakalanmıştır.
- Anlat bakalım Osman?
- Tarlamı sürerken bu kafaları buldum hâkim bey, tam müzeye teslim etmek zere yola çıkmıştım ki tutuklandım. Masumum hâkim bey, tahliyemi isterim
- Osmannnn, Osmannnn. Hatay'da bulduğun kafaları neden İstanbul’daki müzeye teslim etmeye çalışıyorsun?
***
Yer: Beykoz Adliyesi yeni TCK’nın 233/2. maddesi uyarınca hamile sevgiliyi terk edene hapis cezası verilebilecek olması nedeni ile şikâyette bulunmak için savcıya giden avukat meslektaşımıza;
- Nedir bu avukat hanım?
- Sevgilisinin hamile olduğunu bildiği halde terk eden şüpheli hakkında suç duyurusunda bulunacaktım.
- Allah Allah. (Kâtibe seslenir). Yeni TCK’yı getirin. Evet burada varmış madde. İlk defa karşıma çıkıyor.
- Ya yeni bir madde.
- Bu çocuk evlilik dışı mı şimdi?
- Evet.
- Burası İstanbul.
***
1940'lardan aktarılan bir anı: Yaşlıca bir Rum kadıncağız sanık kürsüsünde durmaktadır. Duruşma uzadıkça uzar. Kadıncağız şişmanlığın ve yaşı nedeniyle, mahalle karısı misali, tanık kürsüsüne yaslanıp belini kırarak ağırlığını bir tarafa vererek durur.
Hâkim: "Hanım düzgün dur!" (sertliğiyle bilinen bir hakimdir). Beş dakika sonra kadıncağız dikilmekten yine yorulur, bu sefer ağırlığı öbür tarafa vererek bükük durur.
Hâkim: "Hanım düzgün dur!" Kadıncağız tekrar toparlanır. Bu olay birkaç kere tekrarlar. En sonunda hâkim yine: "hanım düzgün dur!" deyince kadıncağız lafı patlatır:
- A yeter bea! Mahkeme mi yapiyoruz, fotogıraf mi çektiriyoruz?
***
2005 yılının Kadıköy adliyesinde yaşanmıştır. Becerikli bir kâtip, mübaşir hâkim ekibine sahip mahkeme kadrosu, benim de birinde bulunduğum boşanma davalarını seri olarak karara bağlamaktadır. Ancak bu arada listeye uyulmamakta hazır beklemekte olan kim varsa onlara öncelik de verilmektedir.
Arka arkaya davalar karara bağlandıktan sonra mübaşire "Bizim duruşma vardı" diye danışan kimse kalmaz. Mübaşir de hesabı hafiften şaşırdığı için koridora çıkıp bağırır: "bilmem kaçıncı bilmem ne mahkemesinde davası olan!". Kimsecikler üzerine alınmaz. Mübaşir açık olan kapıdan içeri bakar. Teşkilat tam kadro hazır müşteri beklemektedir. Döner tekrar koridora
bağırır:
- Haydi! Yok mu boşanmak isteyen?
***
Bir avukat Amerikan filmlerine özendiği için midir, öz Türkçeci olduğu için midir bilinmez bir duruşma boyunca hakime "yargıcım" deyip durur. Hani "Sayın yargıç" değil de "Yargıcım" diyor ki biraz daha Türk ananelerine uysun, hâkim bu hitabeti garipsemesin. Bir, iki, üç beş derken hâkim en sonunda: "Ayıp oluyor ama avukat bey!" der. Avukat şaşırmıştır. "Ne oldu ki?" diye sorar. Hâkim: “Yaşça büyük olabilirsiniz ama biz de hakimiz bir yerde! Deminden beri YAVRUCUM deyip duruyorsunuz. Yeter ama!”