Читать книгу Cehennem O'Dur - Lambert Timothy James - Страница 10

Ara I

Оглавление

« En büyük korkumuz yetersiz olmamız değildir. En büyük korkumuz ölçüsüz derecede güçlü olmamızdır. Bu bizim ışığımızdır, bizi en çok korkutan karanlık tarafımız değil. Kendimize sorarız, olağanüstü, yetenekli ve rüya gibi biri olmak için kimim ben? Aslında ne değilsiniz ki? Siz tanrının bir çocuğusunuz. Kendinizi küçültmenin dünyaya bir faydası olmayacak. Başkaları sizinle temas kurduğunda güvende hissetsinler diye kendini alçaltmanın hiçbir parlak tarafı yok. Hepimiz çocuklar gibi parlamak istiyoruz. Tanrının bize sunduğu ihtişamı güpegündüz parlatmak için doğduk. Bu yalnızca belirli kişilere sunulmadı; hepimizin içinde mevcut. Ve kendi ışığımızı parlatarak, bilinçsiz bir şekilde aynısını yapma iznini başkalarına da veriyoruz. Kendimizi kendi korkularımızdan kurtarırken varlığımız başkalarını da kendiliğinden özgür bırakıyor. »

Marianne Williamson’ın ilham verici bu alıntısı A Return To Love : Reflections on the Principles of a Course in Miracles, Harper Collins, 1992 adlı kitabının özü. Bu 7. Kısım, 3. Bölümden alınmıştır (Sayfa 190-191). Nelson Mandela 1994’teki açılış konuşmasında bu alıntıdan hiç bahsetmemiş olsa da, benim neslim için o hala bu adama bağlıydı. Eğer Güney Afrika’daki başkanlık vekaletiyle ilgili tarafsız tek bir şey söylemek gerekseydi bu ırkçılığı yok etmek için olan korkak gökkuşağı yaklaşımının, onu Güney Afrika'nın burjuva beyazlarının şampiyonu yaptığı olurdu. Ve tabii ki, onu gardiyanlarından bir özür talep etmeden veya başka bir mahkûmun kafatasını çatlatmadan hapishanede yirmi yedi yıl geçiren bir adam olduğu bağlamında basitçe analiz etmeyi denersek, özetle mahkûm olmanın verdiği gücün efsanevi figürlerinden ve toplumsal, politik ve ekonomik adaletsizliklere karşı savaşta gerekli karakter gücünü resmeden biri olarak görülmeye değer. Buradan bir sonraki evreye geçmenin daha iyi bir yolu var mı?

Cehennem O'Dur

Подняться наверх