Читать книгу Cehennem O'Dur - Lambert Timothy James - Страница 5

Anne Vincent’a Mektup

Оглавление

«Yoksulları görmezden gelmek veya varlıklı insanların şansına dair belli bir rasyonalizasyon geliştirmek için genel bir eğilim vardır. »

John Kenneth Galbraith

Sevgili anne Vincent,

Sevgili anne Vincent, eğer bu mektubu şaşırtıcı buluyorsan, seninle karşılaşmamızın o günden beri hayatımıza yaptığı derin etki hakkında hiçbir fikrin yoktur. Küresel hastalığa bir suret bulmaya çalışmak, hem karımın hem de benim dalgınlıktan kurtulup adamakıllı bir şuurla okyanusa açılmamızı engelledi. Hayatınız boyu verdiğiniz kötü kararların tüm sorumluluğunu aldığınız için sizi tebrik ederim ama hatalarınızın, hikâyenizin tamamı olduğuna inanmam aptallık olur. Aslında, doğumunuzla beraber zarlar çoktan size karşı tutulmuştu ve okuma yazma bilmeyen bekâr anneler için dünyanın merhametsizliğinin ne noktada olduğunu biliyorum. Eğer annemin kollarından inseydim Vincent kolaylıkla benim yerimde olabilirdi.

Canım, güzel gülüşün ve eğlenceli kahkahanın altındaki tüyler ürperten acıyı gördüm. Önümüzde hala bir hayat var. Büyük hayallerimiz ve isteklerimizden şimdiden vazgeçmiş, kimliksiz bir kişilik olmak zorunda değilsin. Ama işte, yanımızdan geçen güvenlik görevlilerinin bakışları altında Vincent’ı kollarımda tutarak bir an için acınızı ve ümitsizliğinizi paylaştım.

Oğlunuz Vincent’ı yaşama sebebiniz olarak tarif etme şeklinizi dokunaklı buldum. Sizin yaşınızdaki gençlerin çoğu, ruh eşleri olduklarını düşündükleri erkek veya kıza danışmak için bu tip dokunaklı ifadeler kullanır ve bıktıkları için azıcık veya hiç vicdan azabı duymadan onları bir kenara atarlar. Daha da kötüsü, yetişkinlerin hayatın anlamını geçici duyguların geçişine indirgemelerini duymak onu kızdırır. Bununla beraber, sizin Kenya’daki gerçekliğinizin benim şimdiki dünyamın insanlarından çok farklı oluşunu görmezden gelemem.

Bazı anlarda, ümitsiz ve Nairobi şehrinin canlı sokaklarında sürünen, yoksulluk yüzünden suç işlemeye karar vermiş bir parya gibi hissettiğinizi itiraf etmiştiniz. Nairobi’nin, ahlâkı bozulmuş olanlara karşı gösterdiği sıfır toleransın tüm Doğu Afrika bölgesindeki en büyük yoksullar kentini, gecekondu bölgesi Kibera’yı yaratması bir sürpriz değil. Yine de başka Kiberalar da olduğunu, daha da kötüsü bu boğucu mavi gezegende bizim için artık bir teselli kalmadığını söylemek kalbimi kırıyor. Seyahatlerim esnasında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin her yanında ve Etiyopya’da Addis Ababa’nın her köşesinde dilenci çocuklarıyla sayısız genç anne ve Amerika Birleşik Devletleri’nde şehirlerin sokaklarındaki harabelerde solgun üniformalarıyla dilenen erkekler gördüm.

Tanrı’nın şehrinde yaşayan Brezilyalıların, Port-au-Prince’teki Kıskançlık şehri sakinlerinin, Haiti’de yıkıcı depremden önce ve sonra, Bulgaristan’da Blagoevgrad’daki Romenlerin ve Hindistan Mumbai’deki yoksulların çektiği acıları ayrıntılı bir şekilde incelemek için bir araştırma gezisi yaptım. Belçika’daki Scharbaeck, Fransa’daki Bobigny, Amerika’daki Detroit ve Salvador’un başkenti San Salvador gibi suç ve yoksulluktan etkilenmiş şehirlerin sakinlerinin direnci karşısında şaşırdım. Ve şunu söylemek üzücü ki; dünyanın her yerinde hayatları yoksulluk, açlık, barınaksızlık ve şiddet içinde geçen, büyük ihtimalle güvenlik kuvvetlerinin kolları arasında yaşayacak sizin gibi milyarlarca insan var.

Eşim ve ben size verdiğimiz birkaç Kenya şilininin birkaç zayıf öğün ve bir iki gün başınızı sokacak bir çatıdan fazlası anlamına gelmediğinin farkındayız. Siz ve Vincent’ın yaşamak için muhtemelen yapmak zorunda kaldıklarınızdan sonra, diğer şefkatli ruhlar sayesinde Nairobi’nin tehlikeli sokaklarına geri döneceksiniz. Sizi bu kabustan kurtaramadığımız için derin bir üzüntü duyuyoruz, sizi ve diğerlerini.

Yanlarından geçerken sefaletin kör edip boğduğu kişilere para verdikten sonra tekrar tekrar birçok defa kendime ne yapabileceğimi sordum! Eşitsizlik üzerine zaten çok şey yazılmıştı. Yine de, Vincent ve onun gibi masum diğer çocuklara düzgün bir hayat yaşama fırsatı verebilecek yeni bir yol üzerinde bir tartışma başlatmaya karar verdim.

Kafamda dönüp duran şey Vincent’ın yalnızca başını sokabileceği bir çatıya değil bir eve, yalnızca suya değil düzgün içeceklere, yalnızca gıdaya değil sağlıklı besinlere ve yalnızca okulda bir sınıfa değil kaliteli bir eğitime sahip olması gerektiğiydi. Ve tüm bu etmenler onu yalnızca bir işe değil, yetenek ve becerilerine karşılık genel hayatında en azından bir mükâfata yöneltmeliydi. Daha azı insani bir başarısızlık ve sürüp giden bir trajedi olarak görülür !!!

Saygılarımla,

Jo M. Sekimonyo

Cehennem O'Dur

Подняться наверх