Читать книгу ruhumdaki yaralar - Barbaros Altug - Страница 9
Son gece
ОглавлениеBir taraftan annemin Istanbul’da ne yapıp ne yapmamam gerektiği üzerine talimatlarını dinlerken bir taraftan da eşyalarımı topluyordum. Hiç hazır olmasam da yarın sabah ilk uçakla artık benden her şeyiyle çok uzakta kalan bir yere, ama babamın da yattığı topraklara gidiyordum. Istanbul’a gittiğim için beni heyecanlandıran belki de tek şey buydu; ilk kez babamın mezarını ziyaret edecektim. Sanki yıllar sonra ona sarılıp sohbet edecek, yeniden onun bizi bıraktığı ana dönüp, biricik küçük kızı oluverecekmişim gibi geliyordu bana.
Babasını gören kızlar kaç yaşında olursa olsun küçülüverir; babamın cenazesinde dedemi gören annemin nasıl da kendini babasının kucağına saldığını, sanki hiç evlenmemiş, hiç babasının yanından ayrılmamış, hiç kocası, çocuğu olmamış gibi bir anda hem rahatladığını hem de babasının omzunda ufalıp o küçücük kız haline geldiğini görmüştüm. O cenazeden hatırladığım en canlı fotoğraf bu kalmış bana. Bir daha asla kendimi böyle güvende, böyle huzurlu hissedeceğim bir an yaşamayacağım düşüncesi o fotoğrafla içime yerleşti.
“Mezarlığa girer girmez başını örtmeyi unutma,” dedi annem, ben Istanbul’daki hava durumunu öğrenmeye çalışırken. Telefonun ahizesi elimde ordan oraya yürüyüp eşya topluyordum. “Tamam dedim, senden aldığım kırmızı eşarp var.” “İstersen bir de uygun ruj sür,” dedi. “Düğüne gittiğin belli olsun. Kızım deli misin nesin sen? Mezarlığa güllü kırmızı eşarpla mı gidilir allah aşkına? Koyu renk, düz bir şey bul. Olmazsa havaalanından al. Sakın saçma sapan giyinme. Kolundaki dövmen de görünmesin.” “Tahran’a gitmiyorum anne! Istanbul’da çarşafa girecek halim yok.” Dövme konusunu hiç açmadım. Onun bir tane diye bildiği dövme sayımın artık yedi ayrı dövmeye yükselip, hepsi de üstelik ilk dövmemden büyük olarak vücudumda yer aldığını elbette söylemedim. Nedense bu Emmanuelle’in bile patavatsızlığına yenilmediği sırlarımdan biriydi. İlk dövmemi gördüğünde o kadar şiddetli bir tepki göstermişti ki annem, bundan sonrasını ona söylemeye o bile cesaret edememişti sanırım. Oysa küçücük, kolumun içinde bir tarihti ilk dövmem: 15.07.1983